Boşanmamızdan dört ay sonra, eski eşim beni düğününe davet etti
Boşanmamızdan dört ay sonra, eski eşim beni düğününe davet etti. Damadın yüzünü görür görmez kalbim durdu: Gerçek, düşündüğümden çok daha acıydı…
Boşanmamdan dört ay sonra, eski eşim bana bir düğün davetiyesi gönderdi.
Kendime bile itiraf etmek istemediğim bir meraka tutunarak, bizim düğünümüzde giydiğim eski takımı giydim ve tek başıma etkinliğin yapılacağı kır tesisine doğru arabayla yola çıktım.
Tek istediğim şuydu:
Benim yerine kimi seçmişti?
Ama damat dışarı çıktığında…
Ellerimi yüzüme kapadım ve hayatımda hiç olmadığı kadar pişman oldum.
Meryem ve ben evlenmeden önce üç yıl birlikteydik. Evliliğimizin ilk birkaç ayı, yumuşak bir Türk sanat müziği şarkısı gibiydi: Olay yoktu, ama sevgi çoktu.
Meryem’in tatlı, hatta biraz çekingen bir görünüşü vardı; fakat içinde güçlü, zeki ve günlük hayatımızdaki her karmaşayı çözmeye hazır bir kadın vardı.
Ben ise… tipik “fena değil” bir adamdım:
Aşırı içmezdim, kumar oynamazdım, çalışkan biriydim.
Ama en önemli konuda başarısız oldum:
Onu dinlemekte.
İstanbul’daki gayrimenkul işim sürekli baskı altındaydı. Her zaman mükemmel bir bahanem vardı:
“Müsait değilim… bunların hepsi geleceğimiz için.” Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilriisniz..


Son yorumlar