Ailesinin Tüm İtirazlarına Rağmen 60 Yaşındaki Bir Kadınla Evlendim — Ama Dolabını Açtığımda Hayatım Değişti
Benim adım Emre Yılmaz. Yirmi yaşındayım ve İstanbul’daki bir üniversitede ekonomi okuyorum. Hayatım oldukça sıradandı: dersler, kafede yarı zamanlı çalışma, hafta sonları arkadaşlarla basketbol…
Ta ki onunla tanışana kadar — Bayan Elif Hancı.
Altmış yaşında. Ülkenin en saygın restoran zincirlerinden Hancı Yemek Grubu’nun eski sahibi. Emekli, zarif, güçlü ve ulaşılmaz bir kadındı.
Bir öğrenci yardım gecesinde tanıştık. Gümüş rengi bir elbise giymişti, saçları muntazam bir topuzla toplanmıştı. Duruşu asil, ama gözlerinde derin bir hüzün vardı.
O gece bana sordu:
> “Karmaya inanır mısın, genç adam?”
O anın hayatımı kökten değiştireceğini bilmiyordum.
Aramızda kırk yıl fark vardı ama kısa sürede yakınlaştık.
Elif Hanım, yalnızlıktan bahsederdi — genç yaşta kaybettiği eşinden, çocuğu olmayışından, sessiz ve koca bir evde geçen günlerinden. Onun sakin bilgeliği ve gücünün ardındaki kırılganlık beni kendine çekti.
Üç ay sonra, eski restoranının bahçesinde, yağmur altında diz çöktüm ve söyledim:
> “Yaş benim için önemli değil. Sadece seninle olmak istiyorum.”
Ailem bana deli gözüyle baktı.
Annem ağladı, babam öfkelendi:
> “O senin annen yaşında, Emre!”
Arkadaşlarım ise fısıldadı:
> “Parasının peşinde…”
Ama ben onları dinlemedim. Aşk izin istemezdi. Ben onu seçtim.
Küçük bir düğün yaptık, İzmir’deki malikanesinde.
Yağmur pencerelere vuruyordu. Fildişi rengi ipek elbisesiyle parlıyordu, gümüş saçları ışığın altında parıldıyordu.
O gece, misafirler gittikten sonra banyodan çıktı. Üzerinde soluk ipekten bir elbise vardı. Elinde üç klasör — tapular — ve bir de spor araba anahtarı…
Onları bana uzattı.
Sessizce, “Emre,” dedi,
> “Seninle sadece yanımda biri olsun diye evlenmedim. Bir varis bulmam gerekiyordu.”
O an mideme taş oturdu.
> “Ne demek istiyorsun?” diye sordum.
Bakışları netti, en ufak bir tereddüt yoktu.
> “Servetim — milyonlarca lira — yoksa açgözlü akrabalarıma kalacaktı. Güvendiğim birine devretmek istedim. O kişi sensin. Ama… yalnızca bir şartla.”
Oda sessizleşti.
> “Ne şartı?” dedim fısıldayarak.
Ve verdiği cevap, hayatımı tamamen değiştirdi. Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirisniz..


Son yorumlar