Ali on yaşında sakin içine kapanık bir çocuktu
Oğlumun kafasında ve ensesinde böcek yumurtalarına benzeyen düzinelerce küçük kırmızı kabarcık buldum. İlk anda donakaldım. Yıllardır annesi olduğum çocuğumun böyle bir şeyle karşılaşacağını asla düşünmezdim.
Ali on yaşında, sakin, içine kapanık bir çocuktu. Okuldan eve geldiğinde çoğu zaman odasına çekilir, çizim yapar, kendi dünyasında kaybolurdu. Her akşam bana sarılıp “Günün nasıldı anne?” diye soran o tatlı çocuktan şüphe duymazdım.
Bir süredir başının arkasını kaşıdığını fark ediyordum. Normalde kepek der geçerdim… ama o sabah odasında yastığını düzeltirken bir şey gördüm
Yastığın üzerinde pullar değil… küçük ve tuhaf böcekler vardı.
Minicik, siyahımsı, garip şekilli… Sanki saçlarından dökülmüşler gibi yastığın üstünde kıpırdaşarak kaçışıyorlardı.
O an endişeden deliye döndüm
Ali uyurken saçlarını dokundum saçlarını aralarken elime birşerler dokundu
Başının arkasında, ensesine doğru sırayla dizilmiş kırmızı yaralar…
Ama bu kez fark ettiğim şey çok daha korkunçtu:
Yaraların içinde bir şey varmış gibi hafif hafif kıpırdıyorlardı.
Derisi, sanki altından biri itiyormuşçasına çok hafif kabarıp iniyordu.
Sanki yaraların içinde… yaşayan bir şey vardı.
“Ali!” diye fısıldadım titreyerek. “Oğlum… bu ne?”
Gözlerini açtı, uykulu bir sesle, masumca:
“Kaşınıyor anne… o kadar.”
Hayır. Bu ‘o kadar’ değildi. Olmazdı.
Dakikalar sonra hastanedeydik. Ali’nin saçlarını nazikçe kaldırdım, doktor yaklaşırken nefesimi tuttum. Doktor bir an baktı… saniyeler içinde yüzü bembeyaz kesildi.
Gözbebekleri büyüdü. Elindeki eldiven hafifçe titredi.
Sonra hemşiresine dönüp sert ama kontrolsüz bir sesle bağırdı:
“Polisi arayın. Hemen!” Devvamını okumak için diğer sayfaya gecebilriisniz..


Son yorumlar