Ben Elif 27 yaşımdayım

gtt

Ben Elif, 27 yaşındayım; eşini kaybetmiş, üç çocuk annesi bir kadınım. Geçen hafta marketteydim; iş güç, faturalar ve çocukların bakımı arasında koşturmaktan bitap düşmüştüm. Önümde, ikizleriyle kasada ecel terleri döken genç bir anne vardı. Kartı sürekli “red” veriyordu ve üzerinde nakit parası da yoktu. Sıradaki insanlar homurdanmaya ve “Hadi ama kardeşim! Vaktimizi harcamayın!” diye söylenmeye başlayınca ortam gerildi. Kadıncağızın elleri titriyordu, gözleri dolmuştu, kartı tekrar tekrar denedi; belli ki çok bunalmış ve utanmıştı.

Kendi durumum da pek parlak olmamasına rağmen öne atıldım ve cebimdeki son parayı ona verdim. Bana şaşkınlıkla baktı ve fısıldadı: “Ben… Ne diyeceğimi bilemiyorum…” Sadece gülümsedim ve “Sorun değil, o yavruların karnının doyması lazım,” dedim. Küçük bir jestti belki ama o an önemli olan tek şey buydu: Darda olan birine el uzatmak.

Ertesi gün, plazadaki temizlik vardiyamı bitirirken bina yöneticisi beni odasına çağırdı. Yüreğim ağzıma geldi, yanlış bir şey yaptım da işten çıkarılacağım diye çok korktum. Ama içeride, üniformalı, uzun boylu, şefkatli bakışları olan Astsubay Hakan ile karşılaştım. Yardım ettiğim kadının eşi Zeynep olduğunu, o gün hesaplarının kopyalandığını ve bu yüzden ödeme yapamadığını anlattı. Hakan görevden erken dönmüştü ve ailesine sahip çıkan o kişiye bizzat teşekkür etmek istiyordu. Bana içinde bir not ve o ay ödemekte zorlandığım faturaları kapatmaya yetecek bir çek bulunan bir zarf uzattı.Sonraki aylarda Hakan, Zeynep ve ben can ciğer dost olduk; kahkahalarımızı, gözyaşlarımızı, annelik hallerimizi ve kayıp hikayelerimizi paylaştık. Zor zamanlarda birbirimize omuz verdik ve ortak dertlerimizden güç bulduk. Arkadaşlığımız derinleştikçe, Zeynep ve ben hiç beklemediğimiz bir anda, nezaketin ve dayanışmanın kıymetini bilen insanlarla tanıştık ve yeniden yuva kurup evlendik.

Bu tek bir cömertlik hareketinden ilham alarak, iyiliği daha büyük bir ölçeğe taşımaya karar verdik. Birlikte, bekar ve yalnız anneler için bir “Psikolojik Destek ve Dayanışma Merkezi” kurduk. Hayatın zorluklarıyla boğuşan kadınlara danışmanlık, topluluk desteği ve umut sunduk. O gün markette yapılan o küçük iyilik, çığ gibi büyüyen bir harekete dönüştü. Bu bize, en basit bir iyiliğin bile hayatları hayal dahi edemeyeceğimiz şekillerde değiştirebilecek dalgalar yaratabileceğini kanıtladı.