Ben Gülten 74 yaşındayım

ninee

Gülten bu sefer onun gözlerinde aşk değil, sadece hesap kitap gördü. Mert ayrıldıktan sonra, bir hukuk gönüllüsü olan Elif ile görüştü ve vasiyetini yeniden yazdı. Mirasın büyük kısmını tek bir şarta bağladı: Mert, huzurevinde bir yıl boyunca bakım asistanı olarak çalışacak ve sakinlerle ilgilenecekti; parayı ancak o zaman alabilecekti. Bu kararı bildirmek için Mert’e içinde sadece 50 lira olan o zarfı ve her şeyi açıklayan mektubu uzattı.
Başta öfkelenen Mert, durumu “çılgınlık olarak nitelendirip hışımla dışarı çıktı. Ancak iki gün sonra, açgözlülüğünün etkisiyle isteksizce de olsa anlaşmayı kabul etti, Gülten, odasından Mert’in değişimini izledi. Mert; cezalı bir çocuk gibi girdiği bu yolda zamanla Ali Bey, Leyla Hanım ve çalışanlara içten bir şefkat göstermeye, huzurevi sakinlerinin hayatlarına dokunmaya başladı.
Yıl sonuna doğru, bu deneyim Mert’i tamamen dönüştürmüştü. Avukat son evraklarla geldiğinde, Mert’in kararı netti: “Bunu parası için değil, doğru olduğu için yapmak istiyorum anneanne.” Gülten’in derin bir acıdan doğan bu son dersi, Mert’i büyümeye zorlamış; saygı ve huzur gibi değerlerin parayla satın
alınamayacağını, ancak emekle kazanılabileceğini kanıtlamıştı.