Benim adım Remziye Yılmaz

Sadece eşime olan güvenimi kaybetmekten değil…
Daha da kötü bir şeyden.
Hiçbir annenin hayal etmek bile istemeyeceği bir şeyden.
Bu yüzden Elif’in odasının köşesine küçük bir kamera gizledim.
Eren’e “Evdeki güvenlik kameralarını kontrol edeceğim,” dedim ama gerçekte onu izliyordum.
O gece, saat telefonumdan görüntüleri izlemeye başladım.
Gece 2 sularıydı. Elif yatağında doğruldu — gözleri açık ama ifadesizdi.
Yavaş yavaş odada dolaşmaya başladı, duvara hafifçe başını çarptı ve sonra olduğu yerde durdu.
Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi.
Birkaç dakika sonra kapı açıldı.
Eren içeri girdi.
Ne panikledi, ne bağırdı.
Sadece yaklaştı, Elif’i kollarının arasına aldı ve kameranın duyamadığı bir şey fısıldadı.
Elif sakinleşti, yatağına geri döndü ve kısa süre sonra huzurla uyuyakaldı.
Ben ise sabaha kadar gözümü bile kapatamadım.
—
Teşhis
Ertesi gün videoyu alıp şehirdeki çocuk hastanesine gittim ve doktoru izlettim.
Doktor dikkatle bana baktı ve dedi ki:
> “Kızınız uyurgezerlik yaşıyor.
Bu genellikle korku veya duygusal stres yaşayan çocuklarda görülür.”
Sonra sordu:
> “Küçükken sizden uzun süre ayrı kaldı mı?”
Donakaldım.
Bir anda geçmiş gözümün önüne geldi.
Boşandıktan sonra işe girebilmek için Elif’i bir ay kadar anneme bırakmak zorunda kalmıştım.
Geri döndüğümde beni tanımadı.
Annemin arkasına saklanmış, korkmuştu.
Kendime, “Alışacak bana,” demiştim.
Ama o zaman fark etmemişim…
Küçük kalbinde bir çatlak bırakmıştım — hâlâ kapanmamış bir yara.
—
Kameranın Ardındaki Gerçek
Ve Eren…
Gizlice izlediğim, hakkında şüphe ettiğim adam…
Aslında kızıma nasıl yardım edeceğini bilen tek kişiydi.
Her gece alarm kuruyormuş.
Elif’in uyurgezerliğe başladığı saatlerde kalkıp yanına gidiyor, sessizce oturup onu izliyormuş.
Elif kalktığında nazikçe elinden tutup tekrar yatağına yatırıyormuş.
Ne bana kızdı, ne de tek kelimeyle sitem etti.
Hiç şikâyet etmedi.
Sadece bizi, sessiz bir sabırla sevmeye devam etti.
Kaydı izlemeyi bitirdiğimde ağladım — korkudan değil, utançtan.
Kızımı incitebilir diye korktuğum adam,
her gece onun acısını sessizce taşıyandı.
—
Evin İçine Doluşan Huzur
Kamerayı kaldırdım, Elif’in yanına gittim.
Kızım gözlerini açtı, yumuşak bir sesle sordu:
> “Anne, baba bu gece de gelecek mi?”
Gözlerim doldu.
> “Evet tatlım,” dedim.
“O her zaman burada.”
Artık her gece aynı odada uyuyoruz.
Ben Elif’in yanında, Eren de yanımızdaki yatakta.
Elini hep yakında tutuyor — Elif uyanırsa hemen sakinleştirebilmek için.
O geceler artık ağır değil.
Artık dolu dolu sevgiyle geçiyor.
—
Ne Öğrendim
Şimdi anlıyorum:
Bazı insanlar hayatımıza birinin yerini almak için değil,
kırılmış olanı onarmak için girer.
O kamerayı Eren’in yanlış bir şey yaptığını görmek için kurmuştum,
ama bulduğum şey gerçek sevginin kanıtıydı.
Bir zamanlar şüphelendiğim adam,
meğer bizim acımızı sessizce omuzlamayı seçmiş.
Ve karanlıktan korkan o küçük kız,
artık öz babası olmayan ama yüreği koca bir adamın kollarında huzurla gülümseyebiliyor.
Derler ki:
> “Gerçek baba, seni dünyaya getiren değil,
ihtiyacın olduğunda yanına koşandır.”
Şimdi biliyorum…
Ben o adamı buldum. ❤

Son yorumlar