Bu çaresiz yaratık sokakta yakalandı

Gece yarısı İstanbul’un arka sokaklarında dolaşan bir güvenlik görevlisi, terk edilmiş bir depo önünde tuhaf bir ses duydu. İnleme değil, miyavlama da değil — boğuk ama sanki insan sesi gibi bir fısıltı. El fenerini yönelttiği anda göz göze geldiği şey, hayatı boyunca unutamayacağı bir andı. Bu yaratık… ne bir hayvana ne de insana benziyordu. Üstelik korkmuş, çaresizdi. Tüyleri kirli ama yapışkan gibiydi, dört bacağı vardı ama yürüyüşü neredeyse dik, neredeyse insansıydı.
Hemen ekipler çağrıldı. Sokak hayvanı zannedilerek barınağa götürüldü; ancak oradaki veterinerler ilk incelemeden sonra durumu polise ve sonrasında bilim insanlarına bildirmek zorunda kaldı. Çünkü bu ‘yaratık’, bildikleri hiçbir türle eşleşmiyordu. Ne köpek, ne kedi, ne maymun… ama hepsinden izler taşıyordu. Kuyruğu fareye benziyordu, yüz yapısı ise adeta evrim geçiriyormuş gibiydi.
Ertesi sabah olay bilim dünyasına ulaştı. İstanbul Üniversitesi’nden zoologlar, yaratığı karantinaya aldı. Genetik örnekler alındı. Ve sonuç geldiğinde tüm ekip sessizliğe gömüldü: Bu yaratık, bilinen hiçbir canlıya %100 genetik olarak benzemiyordu. Ancak şaşırtıcı olan bir şey daha vardı: Genetik diziliminin bir kısmı… insana aitti.
Bu nasıl mümkündü?
Teoriler havada uçuştu. Genetik mutasyon? Laboratuvar kazası? Yasadışı genetik deney mi? Yoksa doğanın sakladığı ve ilk kez ortaya çıkan bir hibrit tür mü?
Araştırmalar ilerledikçe ilginç detaylar ortaya çıktı. Bu canlı, görme duyusu zayıf, ama işitme ve koku alma duyuları olağanüstü gelişmişti. Sosyal değildi ama insanlara karşı korku ya da saldırganlık da göstermiyordu. Sadece saklanmak, korunmak istiyordu.
Daha da çarpıcı olanı: Vücudunun bazı bölgelerinde, derisinin altında nano-ölçekte metalik parçacıklara rastlandı. Bu da onun ya genetik mühendisliğe maruz kaldığını ya da çevresel bir mutasyon geçirdiğini düşündürdü.
Günler geçtikçe hikaye medyaya sızdı. “İstanbul’da evrim geçirmiş yaratık yakalandı!” başlıkları gazeteleri süsledi. Sosyal medyada binlerce kişi onun uzaydan geldiğini iddia etti, kimileri ise bunun hükümet tarafından yürütülen gizli bir projenin sızan parçası olduğunu öne sürdü.
Ama en tuhaf olanı, yaratığın karantina merkezinde bir gece kendi kafesini açıp ortadan kaybolmasıydı. Kamera kayıtlarında sadece gölgemsi bir figür, duvarda garip bir iz ve geride kalan tek şey: küçük bir not gibi katlanmış bir kâğıtta, titrek bir yazıyla şu cümle vardı:
“Ben sandığınız gibi değilim. Ve yalnız değilim.”
O günden sonra yaratık bir daha görülmedi. Ama bilim insanları hâlâ onun varlığını kabul etmeye cesaret edemiyor. Resmî açıklama? “Tanımlanamayan mutasyon geçirmiş bir hayvan.” Ama gerçeği bilenler için… bu sadece başlangıçtı.
Son yorumlar