Çukur Afganistan sahnesi nerede çekiliyor? Çukur son bölüm nerede çekildi? Geyikli Gece şiiri kimin, konusu nedir?

Fullafk.com – Çukur Afganistan sahnesi nerede çekiliyor? Çukur son bölüm nerede çekildi? Çukurdaki Afganistan nerede? Çukur dizisinde Yamaç’ın kaçırıldığı Afganistan sahnesi ve Yamaç’ın okuduğu Geyikli Gece şiirinin kimin olduğu ve tamamı aratılmaya başladı. Aksiyon, heyecan ve gerilimin bir arada yaşandığı dizideki sahnelerin çekildiği yerler kimi zaman araştırılan konular arasında. Bizlerde “Çukur Afganistan sahnesi nerede çekildi? Çukur dizisi nerelerde çekiliyor?” sorusuna bu haberimizde yanıt arayacağız. Yayınlandığı ilk günden bu yana geniş bir izleyici kitlesine sahip olan Çukur dizisi ekibi, başrollerinde Aras Bulut İynemli, Perihan Savaş, Mustafa Avkıran, Erkan Kolçak Köstendil, Rıza Kocaoğlu, Necip Memili ve Damla Sönmez, Afganistan sahneleri dizinin yeni bölümleri Nevşehir Kapadokya Bölgesi’nde çekimleri yapıldı. Show TV’nin fenomen dizisi Çukur’un Gülşehir ilçesinde, Acıgöl ilçesine bağlı Tatlarin beldesinde ve Ürgüp’te Gökçetoprak tamamlandı. Nevşehir hayranları dizideki oyunculara büyük ilgi gösterirken başta Yamaç Koçovalı (Aras Bulut İynemli) olmak üzere bir çok oyuncu paylaşımda bulundu.

Dizinin 115. bölüm fragmanında; Önce köyün eski evlerin drone ile gösterildiği bir bölümü vardı ve bu kısım Nevşehir’de çekilmiştir. Dizide Gökçetoprak Köyü, Afganistan’da Yamaç’ın kaçırılıp işkence gördüğü bir bölge olarak izleyicilere gösterildi. Kulkan tarafından Afganistan’a kaçırılan Yamaç’ın zor durumu ve korku dolu anları, işkence sırasında gördüğü tanıtıma sahne olacak. Yamaç yaşadığı değişime dikkat çekerken, Aliço ile karşılaştığı anlar büyük heyecan uyandırıyor.

Çukur Afganistan sahnesi nerede çekildi?

Pazartesi günleri Show TV’de yayınlanan Çukur dizisi Afganistan sahnesi nerede çekildi? sorusunun cevabı Çukur’un bu bölümünde senaryoya göre Afganistan’da çekildi. Ama bugün ekrana gelecek dizi, Nevşehir’in Gülşehri ilçesine bağlı Gökçetoprak Köyü’nde çekildi. Yayımlanan 115. Bölümde ilk olarak köy dronla çekilmiş ve Afganistan topraklarındaki gibi eski yerleşim yerleri de göz önünde bulundurarak benzerlik hissi yaratıldı. Daha sonra bölgedeki kayadan oyma bir evde işkence sahneleri yer aldı. Aliço ve Emmi’nin de Yamaç’ı bulmak için Afganistan’a gitmesi, bu üçlünün o yerden nasıl kurtulacağı bu akşam belli olacak.

Geyikli Gece şiiri kimin, konusu nedir?

Geyikli Gece şiiri, Turgut Uyar’ın, kentleşmenin birey üzerindeki etkilerini anlatan en önemli eserlerinden biridir. Siroz hastalığıyla mücadele eden Turgut Uyar, 22 Ağustos 1985 tarihinde hayatını kaybetmişti. İşte çok konuşulan

Geyikli Gece şiirinin tamamı

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce

Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk
Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan

Hepimizi vakitten kurtaracak
Bir yandan, toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Gladyatörlerden ve dişlilerden

Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı

Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk

Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü

Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum

Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli
Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka

Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.
Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ışıtamaz yanını yöresini

Örneğin Manastırda oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi

Geyikli gecenin karanlığında
Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri

Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa

Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı
Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarmız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda

Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız

Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik

Gider geyikli gecede uyurduk
Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı
Sultan hançerIeri gibi ayışığında

Bir yanında üstüste üstüste kayalar
Öbür yanında ben
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz

Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz

Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum

İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
Halbuki geyikli gece ormanda
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum
Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum