Düğün Fotoğraflarımız Sırasında yaşandı

Damat bir kahkaha daha attıktan sonra babamın sözleri adeta tokat gibi yüzüne çarptı. Ortalık bir anda sessizleşti. Çalgıcıların sazı bile yarım kaldı. Herkesin gözü bizdeydi. Babamın kararlı tavrı karşısında damadın keyfi kaçtı ama hâlâ pişkin bir sırıtışı vardı. Tam o sırada, herkesin şaşkın bakışları arasında yanıma geldi. Elini uzattı, yüzüme bakmaya çalıştı. Ama ben gözlerimi ondan kaçırıyordum. Dudakları titredi, sonra kimsenin beklemediği bir şey yaptı. Yavaşça dizlerinin üstüne çöktü. Gözlerindeki gurur yerini telaşa ve pişmanlığa bırakmıştı. Sesinde daha önce hiç duymadığım bir kırılganlık vardı: “Ben… ben şaka yapmak istedim. Herkes gülsün, eğlensin diye… Ama seni incittiğimi şimdi fark ettim. Affet beni.” Kalabalığın içinden mırıldanmalar yükseldi. Bazıları damadın pişkinliğini kınarken, bazıları “gençtir, hata yapar” diye mırıldandı. Ama babam hâlâ sarsılmaz bir kaya gibi ayakta duruyordu. Bana dönüp fısıldadı: “Karar senin kızım. Benim için artık güven diye bir şey kalmadı. Ama senin kalbinde varsa, söyle.” O an içimde büyük bir fırtına koptu. Beynimde o anı tekrar tekrar yaşadım; kahkahasını, beni küçük düşürmesini, babamın güçlü elleriyle beni çekip çıkarmasını… ve şimdi diz çökmüş bir şekilde gözyaşlarıyla pişmanlık dilenen adamı. Titreyen sesimle sordum: “Beni gerçekten seviyor musun, yoksa sadece gösteriş mi yapıyorsun?” Gözlerime baktı, tüm maskelerinden sıyrılmış gibiydi. “Seni seviyorum. Ama aptalca davrandım. Eğer kabul edersen, o havuzda senin yanında ben de atlarım. Gelinliğini kirlettim, şerefimi de suya gömeyim.” Ve hiç tereddüt etmeden ceketini çıkardı, gömleğiyle havuza atladı. Çığlıklarla birlikte alkış koptu. Arkadaşlarının kahkahaları bu kez yerini şaşkınlığa ve alkışa bırakmıştı. Suya çıktığında nefes nefeseydi ama bana sarılmak için yaklaştı. Babam hâlâ sertti. Elini havaya kaldırdı. “Sevgi, sadece lafta olmaz. Bugün bunu öğrendin. Kızım kırıldı, incindi. Onu onarmak senin boynunun borcu.” Damat başını eğdi. Ben de gözlerimden yaşlar süzülürken içimden şu cümle geçti: “Gerçekten değişecek mi, yoksa bu sadece bir anlık gösteriş mi?” Ve işte o an kararımın ne olacağını bilmeden, hayatımın en kritik yol ayrımında olduğumu hissettim…
Son yorumlar