Elli senelik ömrümde çok aç da kaldım

eeee

Elli senelik ömrümde çok aç da kaldım, çok tok da. Kocamın ardında dağ gibi durdum, çocuklarımın önünde siper oldum. Ama içimde hep bir yara büyüdü.

Kızımı evlendirdim, “Aman yuvası sağlam olsun” diye içimden dualar ettim. Çeyizini örerken parmaklarım kanadı, gömleğini dikerken gözyaşım ipliğe karıştı. “Ana yüreği bu ya, kızım gitsin mutlu olsun” dedim.

Ama kızımın yüzü hiç gülmedi. Eline baktım, morluklar vardı. Sordum:
— “Kızım bu ne hâl?”
Başını eğdi, “Bir şey yok ana” dedi.

Ama ananın yüreği bilmez mi? O susar, ben anlarım. Gözleri her gelişinde bana bir şey anlatır, ben görmemiş gibi yaparım. “Belki düzelir, belki adam akıllanır” diye içimden avuturum.

Gece yarısıydı, kapım çalındı. Açtım… karşımda kızım, kucağında bebesiyle kan ter içinde duruyordu. Saçları darmadağın, gözleri ağlamaktan kıpkırmızı. Dizlerimin bağı çözüldü.

“Beni geri al ana,” dedi, “Ben daha fazla dayanamıyom.”

Dizlerimin üstüne yığıldım. O an kızımın arkasında bir gölge belirdi…Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirisniz..