Eve doğru giden genç bir kadın

rtrt

Farların aydınlattığı yerde her zaman gördüğü anıt yoktu.
Bu bir haç değildi.

Bembeyaz karın üzerinde göze çarpan koyu kırmızı lekeler, kadının yüreğini sıkıştırdı. Ambulansın yıllar önce durduğu yerden sadece birkaç metre ötede…

Arabayı hemen durdurdu ve indi.
Soğuk yüzünü kesiyor, rüzgâr nefesini zorlaştırıyordu.

Yaklaştıkça bunun kanla lekelenmiş kar olduğunu fark etti.
Ve hemen yanında…
hareketsiz yatan bir dişi köpek.

Köpek neredeyse donmuştu. Güçsüzdü, nefes almakta zorlanıyordu.
Yanına sokulmuş iki küçük yavru, annelerine sarılmış hâlde titriyor, ince ince sesler çıkarıyordu.

Kadının içindeki ses ona bağırıyordu:
“Git! Bu çok tehlikeli!”

Ama kalbi susmuyordu.
O kalp, yıllar önce burada paramparça olmuştu zaten.

Kadın eğildi, yavrulara daha yakından baktı.
Ve o anda nefesi kesildi 😨😲

Dişi köpeğin gövdesinde, eski bir yara izi vardı.
Tam da yıllar önce… kazadan sonra yol kenarında can veren köpeğin bulunduğu yerde.

O an anladı.
Bu köpek de tıpkı onun gibi aynı yolda, aynı acıyı yaşamıştı.

Kadın montunu çıkardı, yavruları tek tek sardı. Dişi köpeği güçlükle arabaya taşıdı.
Ellerini donduran soğuğa aldırmadı.

Çünkü bazı yollar…
Sadece kayıpları değil, iyileşme ihtimalini de taşır.

O gün kadın sadece üç can kurtarmadı.
Kendi yaralı kalbini de hayata geri döndürdü.

Bazen kader, en karanlık fırtınada bile insana şunu fısıldar:
“Dur. Çünkü hâlâ kurtarılacak bir şey var.”