Gazi Osman Bey (Kimdir) ve Osmanlı Devleti’nin kurulacağına dair 3 rüya (Ertuğrul Gazi, İdrisi Bitlisi ve Muhittin Arabi)

Fullafk.com – Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve Ertuğrul Gazi’nin en küçük oğlu olan Osman Bey’in devleti nasıl kurduğu, daha Osmanlı Devleti kurulmadan kutlu işaret ve rüyaların olması ve o zaman ki koşullar düşünüldüğünde en küçük beylik olan Moğol istilasının Anadolu’ya kan kusturduğu bir dönemde zor şartların hüküm sürdüğü Anadolu Selçuklu Devletinin yıkıldı yıkacak hali devam ederken ufacık bir beylikten koskoca cihan devletine nasıl geldiği merak konusudur. Sizlere manevi yönden nasıl sağlam kurulduğunun işareti olan rüyaları sizler için derledik. Gazi Osman Bey (Kimdir) ve Osmanlı Devleti’nin kurulacağına dair 3 rüya (Ertuğrul Gazi, İdrisi Bitlisi ve Muhittin Arabi)

OSMAN (GAZI) BEY KİMDİR

  • Babası: Ertuğrul Gazi
  • Annesi: Halime Hatun
  • Doğum Tarihi: 1258
  • Vefat Tarihi: 1326
  • Saltanat Müd.: 1281-1326
  • Türbesi: Bursa’dadır.

Osman Gazi’nin Beyliği

Ertuğrul Bey’in vefatı üzerine, Kayı boyunun ileri gelen­leri toplandılar Gazi Osman Bey’i seçtiler. Osman Bey’İn kar­deşleri ise, bu seçime gönülden bir bağlılıkla katıldılar. Ne var ki, Osman Bey’in seçilmesi, amcası Dündar Bey’in canı­nı sıktı. Başa geçmek için birtakım çalışmalara girdiyse de, Osman Bey’in seçilmiş olması, Selçuk Sultanınca da tasvip ve tasdik gördüğünden, bu çalışmalarında başarıya ulaşa­madı. Fakat bun hazmedemeyen Dündar Bey, Osman Bey’in işlerini aksatmak İçin O’nun düşmanlarıyla bile işbirliği yap­maktan çekinmedi…

Osmanlı Devleti’nin kurulacağına dair 3 rüya

Devlet-i ebed müddet, yani Osmanlı Devleti’nin ve İlahi Kelimetullah için kurulup, gelişerek dünyanın üç kıtasına hakim olacağının müjdecisi olan üç rüyadan da söz etmeliyiz.

Ertuğrul Bey, bir gün Söğüt civarına dolaşırken, geceyi bir köy imamının evine geçirmesi icap etmiş. Ertuğrul Bey’in oturduğu yerin arkasındaki dolapta imam efendinin Kur’an-ı Kerimi bulunuyormuş İmam Efendi telaşla Kur’an-ı Kerimi alıp yüksek bir rafa kaldırmış. Okuma-yazma bilmediği riva­yet edilen Ertuğrul Bey ise:

— O ne kitabıdır? diye sormuş İmam Efendi de:

— Allah’ın, peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri’ne bildirdiği Kur’an-ı Kerim’dir; bütün insanlık hükümleri onun içinde yazılıdır, diye cevap vermiş. Bir süre daha sohbet et­tikten sonra, İmam Efendi müsaade isteyip misafirini yalnız bırakmış.

Ertuğrul Bey, namazını kıldıktan sonra, Mushaf-ı şerife dö­nerek ellerini bağlamış ve sabaha kadar öylece ayakta durmuştur. Sabaha karşı yorulupda yastığına dayanıp kendinden geçtiği bir sırada Allah (c.c) tarafından rüyada kendisine «Sen benim kitabıma bu kadar hürmet ettin, ben de senin evladımda ta kıyamete kadar devam edecek bir saltanatla kutladım.» diye bir ses gelmiş Ertuğrul bey uyandığında bu rüyayı imama söylemiş ve bir süre sonra da oğlu Osman Bey’e anlattığı rivayet edilir.

İkinci rüya ise; Ertuğrul Bey’in, Osman Gazi doğmadan evvel Konya’ya gidişlerinden bir keresinde, gece rüyasında; evinin ocağından tatlı bir su çıkarak, oba oba bir büyük de­niz olup her tarafı kaplamış. Ertuğrul Bey, Sultan Alâaddin’in Başkâtibi, zamanın büyük alimlerinden Abdülaziz Efendi’ye rüyasını anlatmış. O da: «Yakında senin bir oğlun doğacak ve O’nun saltanatı alemi kaplayacak» diye tabir etmiş. Az bir müddet sonra da Osman Gazi’nin doğduğunu bazı tarih ki­tapları yazar.

Osman Bey, aslen Karamanlı olan, tahsil için Şam’a gidip sufiyye mesleğine intisap ederek dönen ve Söğüt’te halkı irşada başlayan büyük alim Şeyh Edeb Ali Hazretleriyle görü­şür ve O’nun teveccühünü kazanmaya çalışırdı. Bir gün Şey-h’in kızı Mal Hatun’u başka kızlarla beraber gezerken görür ve aşk ateşi kalbine düşer. Fakat Şeyh Edeb Ali’ye ayıp ol­masın diye bu aşkını üç sene sakladı. Şeyh Edeb Ali’nin tek­kesinde misafir kaldığı akşamların birinde bir rüya gördü. Şeyh’in koynundan bir ay çıkıp kendi koynuna girmişti. Gö­beğinden bir ağaç peydah olup, dalları bütün dünyayı kapla­mıştı. Edeb Ali’ye bu rüyayı anlatan Osman Bey, şu cevabı almıştı;

«— Sen bana damat olacaksın ve büyük, uzun ömürlü bir devlete kavuşacaksın.» Daha sonra kızı Mal Hatun’u Osman Bey’le evlendirdi. Alâaddin ve Orhan adındaki oğulları Mal Hatun’dan doğmuşlardır.

İşte bu üç rüya, Osmanlı Devleti’nin İslâm fetihleri (zaferleri) için kurulacağını müjdeleyen ilâhi işaretlerdir.

Yine meşhur bir alim ve tarihçi olan Bitlis’li İdris der ki: Kumral Abdal adında bir gönül ehli vardı. Yenişehir taraf­larında otururdu. Dervişleriyle Rum köylerine akın eder, gaza yapardı. Bir gün Allah yolunda ehl-i halden büyük bir zatla görüştü.

Bu zat, Kumral Abdal’a: «—Allah-u Teâlâ, Osman Gazi’ye kıyamete kadar devam edecek bir büyük devlet ihsan etti, git müjdele!)» diye emretmiş, Kumral Abdal, Osman Gazi’yi tanımıyordu. O mübarek zat Kumral’a, Osman Gazi’nin çeh­resini tarif etmiş… Kumral Abdal da bu alâmetlerle Osman Gazi’yi bulup müjdeyi vermiş.

Müjdeyi alan Osman Gazi, «—Şimdiki halde bir kılıç, bir maşrapamdan başka şeyim yoktur.» deyip, onları Kumral Abdal’a vermiş. Kumral, maşrapayı alıp, kılıcı geri vermiş ve böylece kılıç fetihlerini müjdelemiş.

Osman Gazi, çok sonraları Kumral Abdal’a bir zaviye yap­tırmış ve Yenişehir civarında kendisine tarlalar vakfetmiştir.

Bütün bu zikrettiğimiz manevi müjdelerin en dikkat çekeni de Şeyh-i Ekber Muhiddin-i Arabî Hazretlerinin, Osmanoğulları’nın çıkacağını 70 sene evvelden cifir ilmi denen ve ince hesaplarla yapılan bir ilimle keşfederek, ona dair «Şecere-tü’n-Nu’maniyye Devlet’il Osmaniyye» adlı bir eser yaza­rak, Ali Osman Halifelerinin bİrincisi Yavuz Sultan Seİim Hazretieri’nden başlayarak, Osmanlı Devletinin büyük vaka­larını, Cifir İlminin kelimeleriyle ifade etmişti

Bütün bu yazdıklarımız, Osmanlı Devleti’nin Cenab-ı Hak­kın murad-i ilâhîsine nail, evliya-ı kiramın muavenetine layık bir devlet oluşunun ve onun kurucusu Osman Bey’in kalp gözünün açık bir zat olduğunun ispatıdır.