Herşeyi göze almıştım onun için

eeee 1

Otuz yaşını biraz geçtim. Zayıf, yorgun ve donuk bir yüzüm var artık. Gözlerimde sadece sabır kalmış. Hayatım bir zamanlar sade ama huzurluydu. Şehrin dışında, küçük bir evde karımla yaşıyorduk. İkimiz de ilkokul öğretmeniydik. Lüksümüz yoktu ama mutluyduk. En önemlisi, birbirimizi çok seviyorduk. Sonra bir akşam, her şey değişti. Eşim marketten dönerken bir araba ona çarptı. Omurgası ağır hasar aldı, belden aşağısı felç oldu. Hastaneden aradıklarında derse girmiştim. Koşarak gittim. Onu gördüğümde tanımakta zorlandım.

Bir zamanlar hayat dolu olan kadınım, şimdi hareketsizdi. Gözleri yaşlı, dudakları titriyordu. Konuşamıyordu. O günden sonra işe ara verdim. Her şeyi ben yaptım: çorbasını içirdim, vücudunu temizledim, yaralarını sardım. Küçük evimiz bir hastane odasına döndü. Her yer ilaç ve dezenfektan kokuyordu. Bazı insanlar onu bir bakım merkezine götürmemi önerdi. Ama ben kabul etmedim. “O benim karım. Onunla ben ilgilenirim.” dedim. Günler birbirine benziyordu. Sabah erkenden kalkıp yemek pişiriyor, temizlik yapıyor, sonra geçici işlerde çalışarak para kazanıyordum.

Akşamları yatağının başına oturur, ona kitap okur, bacaklarına masaj yapardım. Bir gün sinirlerinin tekrar çalışmasını umuyordum. Bir keresinde parmağı hafifçe oynadı. Küçücük bir hareketti ama beni ağlattı. O an bana mucize gibi geldi. Eşim konuşamıyordu. Sessizlik içinde yaşıyorduk. Bazen başını sallayarak ya da sessizce ağlayarak cevap verirdi. Ben bunu çaresizlik ve minnettarlık olarak yorumlardım. Ona hiç kızmadım, ondan hiç şüphe etmedim. Sadece acıdım. Zamanla akrabalarımız da gelmemeye başladı.

Bazıları bana “Artık bırak, hayatına devam et.” dedi. Onları suçlamadım. Felçli birine bakmak uzun ve yalnız bir yoldu. Herkes dayanamazdı. Hayatımız bir düzene girmişti. Ta ki o güne kadar… İş için bir müşteriye giderken cüzdanımı evde unuttuğumu fark ettim. İçinde kimliğim ve yeni aldığım para vardı. Hemen geri döndüm. Kapıyı açtığım an… felç gibi oldum. Güneş batıyordu. Pencereden süzülen ışık odayı altın rengine boyamıştı.

Ve o ışıkta her şey görünür hale geldi. Beş yıldır sevgi, sabır ve umutla koruduğum o oda… şimdi bana aklımın alamayacağı bir gerçekle vurdu. O an, yıllarca inandığım her şey bir anda yıkıldı…. devamını diğer sayfaya geçerek okuyunuz…