İki yıl önce on sekiz yaşındaydım

İki yıl önce, on sekiz yaşındaydım. Üniversiteye kabul edilmiştim ama hayatım sürekli bir mücadeleydi. Bilgisayarım yoktu, çoğu gün aç kalıyordum.
Bir akşam, mahallede sarı saçlı bir kadını bahçesinde uğraşırken gördüm. Ellili yaşlarında, alımlı ama yalnız görünüyordu. Yardım etmeyi teklif ettim. Ertesi sabah çalışmaya gittim; çimleri biçtim, otları temizledim. Öğle yemeğine davet etti. Sofrada çeşit çeşit yemek vardı, ben açlıktan saldırırcasına yerken o gülümseyerek izledi. Dul olduğunu, çocuklarının yurtdışında yaşadığını anlattı. Akşam işim bitince bahçesi pırıl pırıl olmuştu. Bana beş yüz dolar verdi, çok fazla dedim ama kabul ettirmedi. Ayrılırken numaramı istedi.
Ertesi sabah mesaj attı. Lavabosu akıyordu. Eve gittiğimde ince bir sabahlık giymişti. Eğilip tamir ederken kokusu ve yakınlığı beni altüst etti. İşim bitince teşekkür etti, yine para uzattı. Ben reddettim. Bu kez gözlerime bakarak fısıldadı:
—“Dün bana nasıl baktığını gördüm. Beş yıldır kimse bana dokunmadı. Yalnızım. Sana yardım ederim; bilgisayar alır, masraflarını karşılarım. Tek istediğim yanımda olman.”
Şaşkındım. Hem çekiciydi hem de ürkütücü. Fakirliğim aklımı kemiriyordu. “Yaş farkını önemseme,” dedi. “Ben sana nasıl keyif vereceğimi biliyorum.” Sonra yavaşça bana yaklaşıp elini……Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirsiniz..
Son yorumlar