Kapının ardındaki gerçek
Sizce ben ne şimdi yapmalıyım. Henüz beş aylık evliyim, başıma gelmeyen kalmadı, köyde duruyoruz kaynanamlarla yaşıyoruz, benden başka bir eltim daha var hepimiz aynı evde yaşıyoruz. Kaynanam beni hiç istemedi sevmedi, ama eltimle çok ii anlaşıyor, ben ne yapsam gözüne batıyor söyleniyor yada eşime şikayet ediyordu.
Kayınpederim sessiz sakin biri ama onunda gözü hep üzerimdeydi, herkes eltimi seviyor ona toz kondurmuyorlardı, ama en çokta eşim övüyordu eltimi, alışverişe bile benimle değil onunla gidiyordu şehre. Bu durum beni çok üzse de sesimi çıkaramıyordum,
Kaynım biraz saftı evde pek sözü geçmez kimse kale almaz onu ama. Gün geçtikçe eşimle eltimin arasındaki yakınlık, muhabbet beni hem kızdırıyor hemde derin şeyler düşünmeme neden oluyordu ama ne yapacağımı bilmiyordum. Birgün kaynanamın hasta olan ablasını görmek için başka köye gittiler, onları kaynım götürdü gece orada kaldılar. Sabah erken uyandım eşim yanımda yoktu içime tuhaf bir his geldi kalktım içeri gittim, odalara bakındım evde kimse
yoktu, elim ayağım birden buz kesti, kapının önüne çıktım etrafa boş boş bakıyordum, birkaç saniye sonra hafiften sesler duymaya başladım, ama çok az geliyordu, ses aşağıdan ahırdan geliyordu, ahıra doğru yürüdükçe ses daha çok gelmeye başladı bu ses eltimin sesiydi. Ahırın kapısını yavaşca açtım…
Eşimin sesiydi bu. Onu binlerce sesin içinden tanırdım. Burnumun direği sızladı. Dizlerimin bağı çözüldü. Kapı aralığından baktım.
Gördüğüm manzara, içimi paramparça etti.
Eşim ve eltimin arasında fazla samimi bir yakınlık vardı. Onlar bunu oyun gibi görüyorlardı belki ama ben o anda bütün hayatımın üzerine örülmüş bir duvarın tuzla buz olduğunu hissettim.
Donup kalmıştım. Ne bağırabildim, ne kaçabildim. Nefesim boğazımda düğümlendi. Sonra içimdeki o ince kadın sesi, yıllardır bastırdığım, göz göre göre ezilen o ses, birden volkan gibi patladı.
“Ne yapıyorsunuz siz burada!”
İkisi de olduğu yerde donakaldı. Eltimin yüzü kıpkırmızı oldu, eşim bana doğru bir adım attı:
— “Dur, dur bir açıklayayım,” dedi panikle.
— “Açıklanacak ne kaldı?” dedim titreyerek. “Ben seninle ömrümü paylaşmak istedim, sen benim arkamdan hançer sapladın. Hem de kendi kanımdan saydığım bir kadınla…”
Eltim araya girmeye çalıştı, “Ne düşündüğünü biliyorum ama öyle değil, vallahi değil.”
— “Değilse ne? Sabahın köründe gizli gizli ahırda ne işiniz var?!” dedim, sesim çatladı, ciğerimden söküldü sanki.
O gün, ahırın önünde kopan fırtına, yıllardır biriken sessizliğin, korkunun ve ihanetin taşan seliydi.
Eve döndüğümde gözlerim ağlamaktan şişmişti ama içimde bir tuhaf kararlılık da yeşermişti. Yıllardır susmuş, kaynananın laflarına göz yummuş, eşini yüceltmek için kendini ezmiş bir kadındım belki ama artık susmayacaktım.
O gün eşyalarımı topladım. Ne yapacağımı bilmiyordum ama o evde bir dakika daha kalamazdım. Kayınpederim koridorda gözümün içine bakarak bir şeyler söylemek istedi, ama sadece başını önüne eğdi. Belki her şeyi anlamıştı ama hiç kimse sesini çıkarmıyordu. Bu sessizlikte herkes suç ortağıydı.
Annemin evine döndüm. Kapıyı açan annem, beni görünce şaşırdı. Gözlerime baktı, gözlerimdeki yangını gördü ve hiçbir şey sormadan sarıldı bana. O an anladım ki, bir anne kalbi hiçbir zaman yanıltmazmış. Belki zamanında çok sert sözler söylemişti ama içinden hep beni korumak istemişti.
Günler geçtikçe içimdeki yıkımı toparlamaya başladım. Boşanmayı düşünüyordum ama kolay değildi. Sadece evliliği değil, hayallerimi, gururumu, inancımı da kaybetmiştim.
Bir gün bir kadın derneğinin düzenlediği ücretsiz bir psikolojik destek grubuna denk geldim. Gittim. İlk zamanlar utandım konuşmaya ama sonra aynı hikâyeleri duymaya başladıkça yalnız olmadığımı fark ettim.
Oradaki bir terapistin söylediği cümle beni derinden etkiledi:
“Bir kadın, başına gelenlerle değil; bunlara nasıl cevap verdiğiyle yeniden doğar.”
O an karar verdim: Güçlü olacaktım. Sessizliğiyle değil, cesaretiyle örnek olan bir kadın olacaktım. Başkalarının utandığı şeyleri konuşmaktan çekinmeyecektim.
Boşandım. Kolay olmadı, ama her adımda kendimi yeniden buldum. Artık bir avukatla çalışıyor, kadın haklarıyla ilgili bilgilendirme seminerlerine katılıyordum. Eltimle ilgili gerçekler de zamanla herkesin gözünün önüne serildi. Aile içindeki o denge bozuldu, ama bu benim meselem değildi artık.
Ben kendi hikâyemin kahramanı olmuştum.
Son yorumlar