Oğlumun düğün gününde servis edilen son kişi bendim ve bana bir tabak soğuk yemek artıkları verdiler
Oğlumun düğün gününde, servis edilen son kişi bendim ve bana bir tabak soğuk yemek artıkları verdiler. Oğlum kıkırdadı ve yeni eşine, “Hayatın tüm kırıntılarını bir araya getirmeye alışkın,” dedi. Konuklar da güldüler. Kaybolduğumu kimse fark etmedi. Ama ertesi sabah, gönderdiğim e-postayı okurken elleri titriyordu.
Aylin Karahan, oğlunun düğününü her zaman kıymet vereceği bir anı olarak hayal etmişti—tek evladı Bora, hayatının yeni bir bölümüne adım atıyordu. Ege’deki kır düğünü tam da umduğu gibiydi: bulutsuz gökyüzü, uzayıp giden zeytinlikler ve gelinin duvağını tam kararında kaldıran hafif bir esinti. Ancak resepsiyon yemek saatine doğru ilerlerken, Aylin ince bir gerginlik hissetti.
Tabaklar hızla her masaya servis ediliyordu. Misafirler kahkahalar atıyor, kadeh tokuşturuyor ve garsonlar ustalıkla aralarında dolaşırken yemeklerini yiyorlardı. Aylin sessizce bekledi, elleri kucağında dinleniyordu; midesinde bir düğüm oluşsa bile gülümsüyordu. Bir garson nihayet onun masasında durduğunda, önüne soğuk bir tabak koydu—donmuş patatesler, pörsümüş salata yeşillikleri ve sanki başka birinin yarım bıraktığı yemekten kurtarılmış gibi duran bir parça tavuk. Devamını okumak çin diğer sayfaya gecebilirisniz..


Son yorumlar