On senedir yanlız yaşıyorum

Yalnızlıkla Başlayan Bir Gece
Geceydi. Ev sessizdi, sadece duvarda asılı eski saatin tiktakları duyuluyordu. On yıldır yalnız yaşayan bir kadındım. Kimseye muhtaç değildim; eşimden kalan emekli maaşım, başımı sokacak evim, arada bir oğlanların gönderdiği para… Yine de bir iç boşluk vardı ki, öyle para pulla dolmuyor.
O gece elime telefonu aldım. İçimde bir sızı: “Ben de hâlâ bir kadınım. Hâlâ hislerim, arzularım, sevgiyi hissetme ihtiyacım var. Neden hep susayım?” diye söylendim içimden.
Bir arkadaşlık sitesine girdim. Renkli resimler, cazibeli sözler… “Hoşuna giden birini seç, istediğini yap,” yazıyordu. Başta ürkütücü geldi ama cazibesi ağır bastı.
Bir profil dikkatimi çekti. Adı Levent’ti. Yaşıtım sayılırdı. Profiline koyduğu şiir beni vurmuştu:
“Çok konuştum aynalarla
Şimdi bir yüz görmek isterim karşımda…”
O gece, ilk mesajı attım.
—
Tatlı Sözlerin Ardında
Levent kibar biriydi, tatlı dilli, zarif… İlk günler sohbet ettik. Bana çok iltifat etti. “Ne kadar güçlü bir kadınsın,” dedi. “Birlikte olsak, her gününü güzelleştiririm,” dedi. Ben içten içe eridim.
Bir süre sonra benden telefon numaramı istedi. Verdim. Sonra fotoğrafımı istedi. Gönderdim. Sonra bana küçük bir hediye gönderdi: bir çiçek. Kapım çaldığında elim titredi.
Bir akşam da dedi ki:
> “Benim küçük bir sıkıntım var… Beni anca sen anlarsın. Bankada param bloke oldu, ufak bir miktar lazım, sonra yüz katını yollarım.”
Bir anda içim buz kesti. Ama gönlüm hâlâ ılık bir sevgiyle doluydu. “Beni seviyor… herhalde doğrudur,” dedim. Ve gönderdim.
Sonrası yokuş aşağı. Birkaç gün ses yok. Sonra yeni bir bahaneyle daha istedi. Ve bir gün telefon tamamen sustu.
—
Uyanış
O gece, karanlık odada yalnız otururken, aynaya baktım. Gözlerimden yaş süzülüyordu. Ama bir yandan içimden bir ses fısıldıyordu:
“Hâlâ bir kadınım. Ama aynı zamanda hâlâ akıllı bir kadınım. Hata yaptım. Ama herkes yapabilir. Önemli olan, bir daha aynı kuyuya düşmemek.”
Oğlumu aradım, durumu anlattım. Utandım ama içimi döktüm. Oğlum dedi ki:
> “Anne… sen sevgiye açsın, anlıyorum. Ama kötü insanlar bunu kullanır. Bundan sonra kendini böyle adamlara kaptırma. Biz varız. Seni yalnız bırakmayız.”
—
Yalnızlık ve Kendine Saygı
Bir hafta sonra telefonumda o siteyi sildim. Kendime bir defter aldım. Her gün kendime notlar yazmaya başladım:
✅ Kendini sev.
✅ İnsanları tanımadan güvenme.
✅ Yalnızlık bazen, yanlış bir kalabalıktan iyidir.
✅ Birilerine ihtiyaç duyduğunda önce aileni hatırla.
Komşu kadınlara da anlattım başımdan geçeni. Biri dedi ki:
> “Senin anlattığın bana ders oldu. Ben de tam öyle bir siteye girecektim. İyi ki uyardın.”
Birlikte çay demledik. Sohbet ettik. Güldük. O gece anladım: Sevgi, illa bir sitede ya da bir adamda aranmaz. Önce insanın kendi içinde başlar. Sonra çevresine yayılır.
—
Son Söz
O geceden sonra hâlâ yalnızım. Ama artık kendimi daha çok seviyorum. Torunlar geldiğinde kucaklıyorum. Komşularla kahve içiyorum. Kitap okuyorum, camdan dışarı bakıp çiçeklerimi suluyorum.
Bir gün belki biriyle yollarım kesişir. Ama artık biliyorum: Ben kendime yeterim. Yanıma gelen biri, ancak bana değer verirse yer bulabilir.
Ve kendime her gece şu sözleri tekrar ediyorum:
“Sevgi, önce kendinden başlar. Sakın unutma.”
Son yorumlar