Oğlumun düğününe gitmekten utanıyorum çünkü kıyafetlerim eskidi

1 1

Oğlumun düğününe gitmeye utanıyordum çünkü kıyafetlerim çok eskiydi…
Ama gelinim üzerimdeki yeşil elbiseyi görünce öyle bir tepki verdi ki, bütün salon ağladı.

Ben 58 yaşındaki Teyze Tülay.
Mütevazı bir anneyim; pazarda sebze satarım.
Ve hayatını tamamen sevdiği kadına adayan oğlum Mert’i tek başıma büyüttüm.
O, varlıklı bir ailede yetişmiş profesyonel bir kadın olan Leyla ile evlenmeye hazırlanıyordu.

Düğüne üç ay kala, her günüm endişeyle geçiyordu.
Kutlamadan ya da masraflardan değil…
Tek bir sebepten:
Giyecek düzgün bir kıyafetim yoktu.

Gençken, özel günlerde hep tek bir elbise giyerdim — yeşil, göğsünde sade bir işlemeyle, yılların eskittiği ama hatıralarla dolu bir elbise.
Mert’i doğurduğum gün de onu giymiştim, üniversiteden mezun olduğunda da.

Düğün günü geldiğinde, onu bir kez daha giymenin doğru olup olmadığını bilmiyordum.
Çok eskiydi, biraz solmuştu…
Ama gerçekten sahip olduğum tek şeydi.

Kıyafet ödünç almaya çalıştım, ama kendim olamayacaktım.
Benim yapabileceğim tek şey vardı:
Anne olmak.

Düğün günü geldi.
Misafirlerle dolu bir salon, parlak ışıklar, müzik ve sevinç…
Herkes çok güzel giyinmişti.
Ben ise sanki oraya ait olmayan tek kişiydim.

Dügün salonunun kapısından içeri adım attığımda bakışları hissettim —
Bazıları gülümsedi; bazıları fısıldaştı:

“Galiba damadın annesi.”
“Yazık… Oğlunun düğününe daha güzel giyinseydi keşke.”

Zoraki bir tebessüm ettim.
Oğlumun huzursuz olduğumu fark etmesini istemiyordum.

Sıraların arkasına doğru ilerlerken bir kadın bana doğru yürüdü —
Leyla, gelecekteki gelinim.

Bembeyaz elbisesiyle adeta bir peri gibiydi.
Yüzünde bir gülümseme vardı ama gözlerinde dolmak üzere olan yaşları gördüm.

Elimi tuttu —
Toprakla, emekle, alın teriyle yoğrulmuş ellerimi.

“Anne…” dedi fısıltıyla.
“Bu… bu üzerindeki elbise

..Devamını okumak için diğer sayfamıza gecebilriisniz..