Gelin kokmuş yemeği zorla yedirdi bana
Gelin kokmuş yemeği zorla yedirdi bana….
Ben bu evde ne yapsam gelin Ebru’ya yaranamam.
Sabahından akşamına kadar bağırır, çağırır, yani ne yapsam kabahat
Bazen “nefes aldın” diye bile kızacak gibi bakar.
Oğlum şehirde çalıştığından beri daha bi eziyet eder oldu, oğlum varken asla yapmaz.
O gün yine öfkeli öfkeli dolaşıyordu evin içinde.
Ben su içmek için bardağı aldım, tam masaya koyarken elim titredi.
Bardak yere düştü, kırıldı.
Gelin bir anda bağırdı: “Yeter artık be ! Her gün bir şey kırıyorsun!”
Ben başımı eğdim.
“Affet kızım… elim tutmuyor işte,” dedim.
Ama o affetmedi. Kaçıncı sakarlığın bu sana ben bir ceza vereyimde birdahakine daha dikkatli olursun dedi.
Mutfaktan kokmuş, ekşimiş, bozulmuş bir tabak yemek getirdi.
Önüme koydu. bunu dökecektim iyiki dökmemişim dedi
“Ceza bu,” dedi. “Yiyeceksin.”
Koku burnumu yaktı.
“Kızım… yenmez bu,” dedim kısık sesle.
“YİYECEKSİN!” diye bağırdı.
Mecbur birkaç kaşık aldım, mideye taş gibi indi. Öğleye doğru yanıma gelip:
“Para ver pazardan kendime birşeyler alacağım ,” dedi. Cebimde son kalanları geçen hafta ona vermiştim.
“Ebru… vallahi yok. Hepsini sana verdim,” dedim.
Yüzü bir anda karardı.
“Vardır senin sakladığın yastık altı bişeyler dedi, vallahi yok kızım olsa vermezmiyim dedim.…
Bi işe yaradığın yok başıma belasın sadece bıktım artık dediİ çok sinirlendi. Akşam yine aynı yemeği yiyeceksin,” dedi.
Akşam olunca gerçekten getirdi.
Koku sabahtan beterdi.
“Tabağı bitireceksin,” dedi.
Karnım düğümlendi.
“Kızım… sabahkinden beri midem bulanıyor. Yiyemem,” dedim.
Dinlemedi.
Tabağı önüme itti, kaşığı elime bastırdı.
“YE dedim! Son lokmasına kadar!”
Ben geri çekildim ama o üstüme doğru eğildi.
Kaşığı ağzıma zorla sokacakken…
Kapı birden açıldı.
Oğlum içeri girdi. “Ne kokuyor böyle” ….
Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilrisiniz..


Son yorumlar