Kocam üçüncü bir evlat daha istedi
Kocam üçüncü bir çocuk istedi. Ben karşı çıkınca beni evden kovdu. Ama ben de bu durumu ona karşı tersine çevirdim. – Kocam 43, ben 32 yaşındayım. 12 yıldır evliyiz. 10 yaşında bir kızımız, 5 yaşında bir oğlumuz var.
Son zamanlarda kocam üçüncü bir çocuk konusunda ciddi şekilde bastırmaya başladı. Bu fikir beni kelimenin tam anlamıyla korkutuyor. Çocuklarımı seviyorum; hatta eskiden hep kalabalık bir aile hayal ederdim. Ama hayallerle gerçekler aynı şey değil.
Evdeki her yük benim omuzlarımda. Yemek, temizlik, çocukların bakımı, evden yarı zamanlı çalışma… Hepsi ben. Kocam ise “geçimi ben sağlıyorum” diyerek kendini yeterli görüyor. Ama onun katkısı burada bitiyor.
Bir kez bile bez değiştirmedi.
Gece çocuklar ağladığında hiç kalkmadı.
Doktor randevularına hiç gitmedi.
Çocuklarla gerçek anlamda ilgilenmediği gibi, çoğu zaman ya evde yok ya da varsa da onlara sert ve mesafeli.
Buna rağmen dün gece yine başladı. Ne kadar iyi bir baba ve eş olduğundan, neden mutlaka üçüncü bir çocuk yapmamız gerektiğinden bahsetti. O an artık
kendimi tutamadım.
Ona, sandığı kadar iyi bir koca ve baba olmadığını söyledim. Çocukların onu neredeyse hiç tanımadığını, iki çocuğun zaten fazlasıyla yeterli olduğunu ve üçüncü
bir çocukla tek başıma annelik yapmayı kesinlikle reddettiğimi açıkça söyledim.
Donup kaldı. Ardından beni nankörlükle suçladı ve sinirle annesinin evine gitti.
Ertesi gün geri geldi. Bana, daha fazla çocuk istemediğim için onu sevmediğimi söyledi. Sonra da hiç tereddüt etmeden eşyalarımı toplayıp gitmemi istedi.
Şoktaydım. Ama tartışmadım. Çantalarımı topladım. Kapının önünde dururken ona döndüm, tek bir cümle söyledim…
Ve yüzünün bir anda şok ve öfkeyle bembeyaz kesilişini izledim..
Kapının önünde, elimde iki valizie duruyordum. İçerideki ev hâlâ sıcaktı; çocukların ayakkabıları kapının yanındaydı, mutfaktan sabah bıraktığım bulaşıkların kokusu
geliyordu. Bu evde on iki yılım vardı. Doğum sancılarım, uykusuz gecelerim, yutkunarak ağladığım sessiz sabahlarım… Ama o an hepsini ardımda bırakmaya hazırdım.
Kapıyı çekmeden önce ona döndüm. Sesi hâlâ öfkeyle titriyordu, ama ben sakindim. Belki de ilk kez gerçekten sakindim.
“Çocuklar kalıyor” dedim. “Ve ben yarın avukatımla konuşuyorum.”
Sözüm biter bitmez yüzündeki renk çekildi. Bir an gerçekten anlamadı. Sonra kaşlan çatıldı, dudakları aralandı ama kelimeler çıkmadı. Şaşkınlık, ardından panik… İlk kez kontrolün elinden kaydığını gördüm.
“Ne demek çocuklar kalıyor?” dedi sonunda. “O kadar da değil.
Valizimin sapını biraz daha sıkı tuttum. “Yıllardır çocukların bakımını, hayatını, sorumluluğunu ben taşıyorum. Sen sadece bu evin faturalanını ödedin. Mahkeme de
bunu böyle görecek.”
Arkamı döndüm ve kapıyı kapattım. İlk defa arkamdan bir kapı kapanırken içim rahatladı.
O gece kız kardeşimin evinde kaldım. Çocuklar babalarında kalmıştı; ilk defa onlardan ayrı bir gece geçirdim. Uyumak zordu. Vicdanım, korkum ve öfkem aynı yatakta dönüp durdu. Ama sabaha karşı fark ettim ki, korkudan çok hafiflik hissediyordum.
Ertesi gün avukata gittim. Anlattıklarım onu bile şaşırttı. “Bu durumda velayet için güçlü bir konumdasınız,” dedi. “Ama kolay olmayacak. Özellikle o taraf direnecek.Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirisinniz..


Son yorumlar