O sabah köyde davul zurna inledi

O sabah köyde davul zurna inledi, herkesin yüzü güldü ama benim içim yanıyordu. Beyaz gelinliğimi giydim, başıma duvağı taktılar. Aynaya baktım; gülümseyen bir yüz vardı ama içim paramparça. Çünkü biliyordum; bu düğün bana murat değil, bela getirecekti.
Kaynana Sultan’ı bilirdim; gözü dönmüş, dili bıçak gibiydi. Görümce Emine desen, anasından farksız. Daha dün gece kulağıma eğilip, “Sen bizim ocağa gelin değil, köle geldin!” demedi mi? Yüreğim buz kesti.
Gelin odasında tek başıma oturuyordum. Birden kapı çat diye açıldı. Sultan hanım içeri daldı, ardından Emine. İkisinin de yüzünde şeytani bir gülümseme.
— “Bak kızım,” dedi Sultan, parmağını sallayarak. “Oğlum seni sevmiş olabilir ama bu evde benim sözüm geçer. Düğün düğün deyip sevinme. Asıl düğün şimdi başlıyor: senin çilenin düğünü…”
Emine kahkaha attı:
— “Daha ilk gecenden göreceksin gününü. Bizim dediklerimize uymayanı bu evde yaşatmazlar!”
O an yüreğim sıkıştı, gözüm kapıya kaydı. Tam bağıracakken, kapı aralandı… İçeri damadım girdi. Ama görmedikleri bir şey vardı: damadım çoktan kapının ardında her şeyi duymuştu! O an öyle birşey yaptı ki Devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirisniz..
Son yorumlar